tütünbank
tütünbank
“ bankanız “
Tüm hakları saklıdır. Levent Çelmen © 2009
1980 sonunda giitiğim kısa dönem askerlik görevimi tamamlayıp, 1981 mart ayında İzmir’e döndüm.
Ya bir, ya iki gün içinde Yaşar Holding ten davet aldım.
Yaşar Holding, Türkiye Tütüncüler Bankasını satın almış, kadro oluşturma hazırlıklarında.
Bankanın seksiyon müdürleri Akbank tan transfer.
Ayni ekol, uyum içinde çalışacak.
Reklam ve Halkla Ilişkiler için bana teklifte bulundular.
Ben almış olduğum eğitim yönünden masa başına alışık değilim.
Öyle, ne bileyim.
Relkam sektöründe çalışıyorum, oynuyorum metinler yazıyorum, ama böyle bir şey aklıma hiç gelmemisti.
Bu pozisyon için çok genç ve tecrübesisim.
Hem seksiyonu kuracağım, hem hizmet üreteceğim.
Göreve başladım.
Odam, telefonum, sekreter her şey var sıra çalısmada.
İlk olarak yardımcılarımı arıyorum.
Araştırmalar, mülakatlar....
Sonunda Ali Berrak ve Cem Seyhun Ünbay ile anlaştık.
Şöförüme kadar kadroyu istediğim gibi kuruyorum.
Her şey isteğim doğrultusunda tamamlandı...
Bankacılarla uyum içinde çalışıyorum.
Devamlı seyahat halindeyim.
Subeleri geziyor eksikleri ve talepleri tespit ediyorum.
Bu seyehatler için bir araç donattık, rahatça dolaşıyorum.
Gece yok, gündüz hiç yok...
Hem reklamı götürüyoruz, hem Halkla ilişkileri.
Ajans çalısmaları, kampanyalar, matbuatın standarda alınması.
Yeni logo, slogan. Ajansımızla yarışıyoruz adeta.
Başta İzmir olmak üzere şubemizin bulunduğu tüm illerde resepsiyonlar tertip ediyoruz.
Yeni şubeler açıyoruz.
“ bankanız “ sloganını bulup, Selçuk Yaşar tarafından beğenilince, Ajansla yaşanan tatsızlıklar da olmuyor değil...
Televizyon reklam filmleri, basın kampanyaları ve geçen günler, aylar, seneler.
Bu arada, Tütünbank Çocuk Tiyatrosu, Çocuk Korosu ve Tiyatrosunu kuruyorum.
Tüm bu birimlerle büyük gösteriler. Başta Atatürk Meydanı, Karşıyaka meydanı olmak üzere bir çok yerlerde gösteriler yapıyoruz. Bazı yerlerde sahnelerimiz birkaç traktör kasası.
Bu korolarda, folklor gurubunda ve tiyatro da çalışan bir çok gencin ve çocuğun, günümüzün ünlü sanatçıları olduğunu iftaharla görüyorum.
Delice şeyler yapıyorduk. İzmir Fuarı banka olarak reklam baskı alanımızdı.
Hiç bir bankanın giremediği reklam alanları bizim elimize geçerdi.
Bir pazar sabahı kalkıldığında illerimizin bulunduğu yerlerde çok yoğun bir bank çalışması yapmıştık. Portakal-Siyah banklar çok etkili oluyordu.
Şubemiz bulunan illerin girislerine “Bankanız Tütünbank ............ da da hizmetiniz de “
levhaları, neler neler... Geçen ömür.
Alanlarında değerli bir çok kişi ile tanışıp çalışma fırsatı buldum Yaşar Holdink te;
Medeni Berk, Ali Naili Kubalı, Hasan Denizkurdu, Işılay Saygın, Ali Paya...
Sonradan bakanım olan Erkan Mumcu ile de Üst Düzey Yönetici kurslarına 2 kez katıldık.
Basınla iliskilerim çok iyi idi.
Zamanın genç gazetecileri, Hakan Tartan(Milliyet), Mustafa Balbay(Cumhuriyet). Kenan Erçetingöz(Yeni Asır) dostlarımdan bazıları idi.
Ege nin etkin, reformistgazetnesi Yeni Asır ile de dostane ilişkilerim vardı.
Bir gün, Yeni Asır gazetesinin yöneticilerinden Çetin Gürel benimle görüşmek istedi.
“ Çalışmalarımı yakından izlediklerini, yeni açacacakları ve merkezi İstanbul’ da olacak SABAH gazatesinde çalışmam için teklif getirdi “
Teklif güzeldi ama, ben Yaşar Holding’i de sevmiştim...
Nasıl ayrılırdım, hem de bir anda, onlar mutlaka çözüm üretirlerdi ama etik olarak....
Teşekkür ettim, “Sen yine düşün” dediler.
Bu arada banka içinde tatsız bir gelişme oldu.
Bu noktaya getirdiğim ve yaptık;arım sonucunda ciddi teklifler aldığım Halkla Ilişkiler Departmanı popüler oldu ve oraya başka bir kuruluşumuzdan Müdür kaydırılacağını duydum.
Önce istifamı yolladım, ardından Çetin Gürel’i aradım. “İsterseniz ben hazırım” diye.
Hemen buluştuk, bu tranferi formüle edelim dedik.
Neticede, o günlerde yurt dışında bulunan Selçuk Yaşar, “ Kesinlikle gitmeyecek, gelince görüşürüz” demiş.
Görüşüldü ; Ben 1983 yılında Sabah’a gidemedim, bünyemizdeki Altın Yunus Tatil Köyüne, Aktivite ve Halkla Iliskiler Müdürü olmuştum.
Tütünbank sonradan Yaşarbank oldu ve bir kazaya kurban gitti.
Sabah Gazetesi bünyesinden ATV kuruldu ama yıllar sonra, el değiştirmek mecburiyetinde kaldı.